Detaylı bilgi almak istediğiniz liman için üst menüden seçim yapabilirsiniz.
Akureyri limanına indiğinizde mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri Myvatn Gölü’dür. Bu göle gitmek için Eyjafjördur’dan geçerken muhteşem liman manzarasını izleyebilirsiniz. Görülmeye değer bir diğer durak 12 metre yüksekliğinde Skjálfandafljót şelalesinin bulunduğu Godafoss olacaktır. Efsaneye göre 999-1000 yılları arasında Hristiyanlığı kabul eden İzlandalılar, eski tanrılarını bu şelaleye fırlatmışlardır. Akureyri Kilisesi (Akureyrarkirkja)’nin boyalı camlarında bu efsanenin izlerine rastlanmaktadır. Devamında yemyeşil ovaları rengarenk minerallerin süslediği İzlanda vahşi doğasına adım atabilir, 2500 yıl önce yer altı fışkırmalarından ötürü oluşan Skutustaðir yapay kraterlerini görebilirsiniz. Buradan muhteşem lav labirenti Dimmuborgir’e ulaşabilir , kendinde has ve tamamen doğal bir oluşum olan Kirkjan Kilisesi’ni görebilirsiniz. Buradaki ziyaretinizi “Cehennem” olarak da bilinen Krafla yanardağının pek çok ağzından biri olan Viti kraterini görerek sonlandırabilirsiniz. Akureyri’ye dönmeden önce eğer isterseniz 10 km güneydeki Santa Claus’un evini ziyaret edebilir, buradaki Noel hediyelik dükkanından alışveriş yapabilirsiniz.
Alesund, Norvec’ in More og Romsdal Eyaletinin bir şehri ve yonetim merkezidir. Bir liman kenti olan Alesund, aynı zamanda Art Nouveau akımın merkezlerinden biridir. Yaklaşık 45,000 kişinin yaşadığı Alesund’ da 14. yy dan 21. yy a kadar farklı yapılar bulunmaktadır. Borgund bolgesinde bulunan, 14. yy’da inşa edilmiş ve yaklaşık 750 kişi kapasiteli Borgund Kilisesi ile şehri gezmeye başlayabilir, sonrasında Alesund Kilisesi, Jugendstilsenteret olarak bilinen Art Nouveau Merkezi, Aksla dağının guzel fotograflarını cekebileceğiniz ic liman bolgesi, 2. Dunya Savaşındaki duruşu ve savaş sonrası olanları yazmasıyla unlu Joachim Ronneberg heykeli, Atlantic Sea Park, kenti kuşbakışı gorebileceğiniz ve fotograflayabileceğiniz Fjellstua seyir noktası, Giske ve Godoy Adalarına da gidebilirsiniz.
Bergen’e geldiğinize, Bergen’in en eski yapılarının bulunduğu Bryggen rıhtımı boyunca uzanan ve UNESCO tarafından koruma altında olup ülkenin en eski ortaçağ yapıları olarak kabul edilen Hanseatic bölgesini gezebilirsiniz. Daha sonra Orta Çağ’da Hanseatic Birliği’nin gücünü sembolize eden, Kraliyet Sarayı’nın içinde bulunan 14. yy’da Kral Håkon Håkonsson tarafından yaptırılan Håkon Salonu’nu ve sarayın bitişiğindeki Rosenkrantz kulesini görebilirsiniz. Tüm bu güzellikleri, sizi Fløyen Dağı’na taşıyacak Fløibanen teleferiğini kullanarak yukarıdan da seyredebilirsiniz. Daha sonra eşsiz güzellikteki doğanın eşliğinde dağın yamaçlarından aşağı doğru inebilir, bu esnada yamaç kenarındaki evleri görebilir, balık pazarına uğrayabilirsiniz. 1150’de yapılıp 1882’de buraya nakledilen orijinal ahşap Fantoft kilisesini , Lille Lungegårdsvann Nehri kıyısı boyunca pek çok galeriyi ve Edward Munch’ın eserlerinin toplandığı müzeyi de ziyaret edebilirsiniz.
Cork, İrlanda Cumhuriyeti’nin ikinci en buyuk şehri ve İrlanda Adası’nın ucuncu en kalabalık şehri olup Cork Kontluğu’nun idari ve ana yerleşim merkezidir. Cork sehri İrlanda’nin Munster Bolgesinin en buyuk şehridir. Şehir, adını “bataklık bolge” anlamına gelen, İrlandaca bir sozcuk olan “corcach”tan alır. 37.2 km2 lik alanında yaklaşık 120.000 kişi yaşar. St. Patrick Koprusu, Cork Koleji, Lee Nehri kenarındaki Cork Belediye Sarayı, St. Finnbare Katedrali, St Anne Kilisesi, Cork Adliye Sarayını şehir hakkında genel izlenim edinebilmek icin ziyaret edebilirsiniz. Blarney Kalesi, etrafındaki etkileyici doğası ile ziyaretcileri buyuleyen bir yapıdır. Kentin guzel meydanlarında bulunan cafe ve restoranlarda keyifli zaman gecirebilir, English Market olarak adlandırılan carşıdan alışveriş yapabilirsiniz.
Liffey Nehri kıyısı boyunca uzanan Dublin, muhteşem anıtsal dokusunun yanısıra kozmopolit bir yapıya sahiptir ve uluslararası bir gece hayatına ev sahipliği yapmaktadır. Dublin’in ünlü Güney yakası eğlenceli vakit geçirebileceğiniz pek çok ünlü bar ve restorana ev sahipliği yapmaktadır. Bunlardan tarihi Templer Bar mutlaka görülmesi gereken anıt niteliğinde olan ünlü bir bardır. Bunun yanı sıra yine sahil şeridinde olan Trinity Koleji, Grafton Sokağı ve St. Stephen’s Green görülmesi gereken yerlerdendir. Diğer taraftan Kuzey yakası şehrin kalbidir. Köprüyü geçtiğinizde alışveriş bölgesi olan ve eski Dublin’in tüm tatlarını bulabileceğiniz O’Connell Sokağı’nı gezebilir , müzeler ve kültür merkezlerine ev sahipliği yapan Parnell Meydanı’na ulaşabilirsiniz.
Flaam, yaklaşık 350 kişinin yaşadığı bir balıkcı kasabasıdır. Burada Avrupa’nın en guzel manzarasına sahip, romantik Flaam Treni bulunmaktadır. Flaam’ dan bu eski ahşap trene binip Mirydal’ a gidebillir, ve 2 rakımlı Flaam’ dan 866 rakımlı Mirydal’ a giderken şelaleler, vadiler, kucuk kasaba ve koylerden gecerken belleğinize muhteşem goruntuler katarsınız. Daha sonrasında iceni guzelleştirdiği soylenen suyu ile isim yapmış Tivinde Şelalesini gorebilir ve burada fotoğraf cekildikten sonra bir zamanların Viking Yerleşimi olarak bilinen Gudvangen kasabasına gidebilirsiniz.
Gdynia, Polonya’nın Pomeranya Bolgesi’nde bulunan ve Baltık Denizi’nin guney kıyısında yer alan Gdańsk Korfezi’nde onemli bir limanı bulunanan bir kenttir. Doğu Pomeranya’daki Kaşubya bolgesinde yer alan Gdynia, kaplıcalar ile unlu yerleşim birimi Sopot, Gdańsk şehrini de alan bolge icinde buyuk bir metrolpolitan alanı oluşturur ve bir milyonun uzerinde insan bu cevrede yaşar. Bu bolge Polonya’da “Trojmiasto” uclu şehir olarak adlandırılır. Şehirde II. Dunya Savaşından kalma “yok edici” unvanıyla ORP Błyskawica savaş gemisi bir muzeye donuşturulmuştur. Yaklaşık 30 km uzaklıkta bulunan ve ziyaretcilerini buyuleyen kent Gdansk’ a gidebilirsiniz. Gdańsk (Eski adı Danzig), 12. yuzyıldan beri Polonya ile Almanya arasında ihtilafa konu olmuş, II. Dunya Savaşı’nın sonunda ise, Gdańsk adını alarak Polonya’ya bağlı bir şehir olmuştur. Gdansk’ta dunyanın en buyuk tuğla kilisesi olan Meryem Ana Kilisesini, Tylman Gamerski tarafından 1678-1681 yılları arasında III. John Sobieski adına inşa edilmiş Polonya Kraliyet Şapelini, Golden Gate’ den başlayıp Long Market’e kadar uzanan Long Lane Caddesini, 1568-1571 yılları arasında Polonya Kraliyet Ailesi nin Konağı olarak inşa edilen Green Gate’ i, St. Catherine Kilisesini gorebilir ve sonrasında Long Market te bir kafede kahve icebilirsiniz.
Bir cennet koşesi olan Geiranger’de 1,476 m yukseklikteki Dalsnibba Dağına cıkıp esşiz manzaranın keyfini cıkarabilirsiniz. Sonrasında Unesco Kultur Mirası Listesinde yer alan Geiranger Fiyordunda tekne gezisi yapabilir, rıhtımın bulunduğu yerdeki yerel mağazalarda alışveriş yapabilirsiniz.
Goteborg, İsvec’in ikinci ve İskandinavya’nın dorduncu buyuk şehridir. Goteborg şehir merkezinin 485.000, metropolitan bolgesinin ise yaklaşık 820.000 nufusa sahip olduğu tahmin edilmektedir. Stokholm’den sonra İsvec’in ikinci buyuk şehridir. Goteborg 60.000 universite oğrencisi ile İskandinavya’nın en cok oğrenci barındıran şehridir. Şehri gezmeye; tarih boyunca şehirdeki kanallara yakınlığı ile ticari bir merkez olmuş Gustav Adolf Meydanı’ yla başlayabilir, devamında eskiden gemi uretilen ve bakım yapılan Klippan bolgesini ziyaret edebilir, en sağlam arabalardan biri olan Volvo’ nun anavatanında Volvo Muzesi’ ni ziyaret edebilir, Masthugget Kilisesini ziyaret edebilirsiniz. Goteborg Botanik Bahcesini, Havacılık Muzesini, Goteborg Guzel Sanatlar Muzesini, Şehir Muzesini ve Opera Binasını gorebilirsiniz. Carl Milles tarafından yapılan Poseidon heykeli de gorulmeye değerdir.
Greenock, Inverclyde Konsul Bolgesinin yonetim merkezidir. Ayrıca tarihi Renfrewshire eyaletinin baronlar kalesinin bulunduğu yerdir. Yaklaşık 45,000 kişinin yaşadığı Greenock kenti, Glasgow’ a yakın olması nedeni ile zengin ve kalabalık sayılabilecek bir liman kentidir. Bu limanda St. Jhon Piskoposluk Kilisesi’ ni, Old West Kirk olarak bilinen “Eski Batı” Kilisesini, Mc Lean Muzesi ve Sanat Galerisini gezdikten sonra Lyle Tepesine cıkıp şehir manzarasını izleyip guzel fotograflar cekebilirsiniz, veya yaklaşık bir saat mesafede olan İngiliz Krallığı’ nın ikinci şehri olarak bilinen Glasgow’ a gidebilirsiniz. Glasgow, Victoria devrinde Britanya İmparatorluğu’nun ikinci şehri olarak bilinirdi. Şehrin nufusu 19. yuzyılın sonlarında ve 20. yuzyıl başında 1 milyonun uzerine cıkmıştır. O yıllarda Glasgow, Londra ve Paris’in ardından Avrupa’da bu yoğunlukta nufusa sahip ucuncu şehirdi. Burada, ingilizce konuşan ulkelerde en eski dorduncu ve Dunya’ daki en iyi 100 universiteden birisi olan Glasgow Universitesi’ni ve mukemmel mimarisini gorebilirsiniz. Glasgow Hukumet Konağı, Tolbooth Saat Kulesi, Clyde Arc Koprusu, Kelvingrove Sanat Muzesi, Mitchell Kutuphanesi, Glasgow Kraliyet Konser Salonu, St Mungo Katedrali, “Armadıllo” takma adıyla bilinen Clyde Salonu, Rennie Mackintosh tarafından yapılan Glasgow Guzel Sanatlar ve Mimarlık Okulu gormeniz gereken yerler arasındadır.
Hamburg Almanya’nın ikinci buyuk şehri olup kendi başına ayrı bir eyaleti oluşturur. Aynı zamanda Avrupa Birliği’ndeki en buyuk 6. metropoldur. Almanya’nın dunyaya acılan kapısı da denilen kent, Almanya’nın en buyuk limanına da sahiptir. Rotterdam’dan sonra Avrupa’nın en buyuk ikinci limanı olup, dunyada da 9. sıradadır. Hamburg Belediye Sarayı ve Makrtplatz gezmeniz gereken yerlerin başında gelir, sonrasında bir minyatur park olan Miniatur Wunderland’ e Bahcesi boş zamanınızı değerlendirmeniz icin guzel alternatiflerdir.
Geiranger Fiyordu’nun küçük ve sıcak kasabası Hellesylt arkasında yükselen dağların bir uzantısı gibi görünür. Sarp Kartal Yolu (Ørnevegen) boyunca mükemmel iki gözlem noktasına ulaşabilirsiniz. Bunlardan biri 1500 metre yükseklikteki Dalsnibba, bir diğeri de buz vadisini izleyebileceğiniz Flydalsjuvet’tir.
Helsinki Finlandiya’nın geciş yoludur. Kent işletme, finans, moda, tıp, eğlence, medya ve kulturde ulkenin can damarıdır. Cok sayıda muzeler, sergi sarayları, galeriler ve sahneler mevcuttur. Finlandiya ve diğer Kuzey ulkelerinin en cok abonesi olduğu gazete Helsingin Sanomat gunluk olarak Helsinki’de basılır. Helsinki Finlandiya’nın yuzde bakımından gercek rakamlarla en fazla yabancı nufusa sahip şehri olup, 130’dan fazla ulusun insanı yaşamaktadır. Bu grubun buyuk bir coğunluğunu Rusya, Estonya, İsvec, Somali, Sırbistan, Cin, Irak ve Almanya vatandaşları oluşturmaktadır. 1887 yılında yapılan Ateneum adı verilen Klasik Sanat Muzesi, 1998 yılında yapılan Kiasma denilen Cagdaş Sanat Muzesi, Dizayn Muzesi, 1894 yılında yapılmış Finlandiya Ulusal Muzesi, Onni Tarjanne tarafından tasarlanan tasarlanan Fin Ulusal Tiyatrosu, St. Jhon Kilisesi ve Helsinki Merkes Tren İstasyonu Meydanı gormeniz gereken yerler arasındadır.
Honningsvag yaklaşık 2500 kişinin yaşadığı ve ozellikle yaz aylarında cruise gemilerinin uğrak noktalarından biridir. Bu limanda North Cape e gidebilir ve dunyanın en kuzey noktasında bulunan postaneyi gorebilirsiniz. Bu yol uzerinde fotoğraf cekebileceğiniz mukemmel manzaralar yakalayabilirsiniz, veya boyu 2 m, ağırlığı 10 kg bulan devasa kral yengecleri gormeye gidebilirsiniz. Honningsvag, doğanın sınırlarını zorlayan anılar yaşamanız icin oldukca iyi bir limandır.
Birleşik Krallığı oluşturan 4 ulkeden biri olan İskocya’ ya bağlı Invergordon yaklaşık 4,000 kişinin yaşadığı bir liman kentidir. İskocya’ nın Cromarty Korfezinde bulunan kent aluminyum tesfiyehaneleri ile unlenmiş ve petrol kuyuları ile Birleşik Krallık icin onemli bir merkez durumundadır. 12. yy da Wiliam the Leon yonetiminde kurulan İnvergordon Kalesi ile kenti gezmeye başlayabilirsiniz. Bu kale, yuzyıllar icerisinde bir cok defa restore edilmiş ve bazı kısımları yeniden yapılmıştır. Kale yolu uzerinde İskocya Kilisesi şehirdeki tarihi yapılardandır. St. Joshep Roman Katalik Kilisesi ve İnvergordon Kilisesi şehirde yeni ve mutevazi mimarileriyle dikkat cekmektedir. Şehir, duvar resimleri ile un kazanmıştır ve ayrıca birde Leh Mezarlığı da bulunmaktadır. Yaklaşık 1 saatlik mesafede olan ve 1741 yılındaki gercekleşmiş Culloden Şavaşının yaşanmış olduğu toprakları ve unlu Cawdor Kalesinin bulunduğu Cawdor Koyunu ziyaret edebilir veya, İskocya’nın Highlands bolgesinde yer alan bir vadi set golu olan Loch Ness’ te tekne turu yapabilirsiniz. Loch Ness, oldukca derin ve geniş bir gol olup deniz seviyesinden 15.8 metre yukarıdadır. 5 adet beslendiği nehir bulunan golun yuzeyi 56.4 kilometre karedir.
Isafjordur’da ilk olarak 1743’te yapılmış İzlanda Evi’ni görebilirsiniz. Bolungarvík çevresinde batı fiyortlarının en kuzey noktasında eskiden balıkçı kasabası olan ve şimdilerde bir açık hava müzesine dönüşen Ósvör’ü ziyaret edebilirsiniz. Geçmişin yeniden su yüzüne çıktığı eski Nedstikaupstadur kasabasında, önce Norveçli ve daha sonra İngiliz ve Alman tüccarların da 15 yy.’da buluşma noktası haline gelen Isafiord limanı mutlaka görülmesi gereken yerlerdendir. 18. yy ortalarında dükkan olarak inşa edilen ve 20. yy’da özel mülke çevrilen Krambud, depo ve balık pazarı olarak kullanılan Faktorshus (Çiftlik Evi), Tjoruhus ( Gemici Evi) ve Turnhus yine görülebilecek tarihi yerlerdendir.
Kiel, Almanya’nın kuzeyinde, Schleswig-Holstein eyaletinin merkezi olan bir kenttir. Kiel Kanalı nın doğu ucunda, Baltık Denizindeki Kiel Fiyordu’nun (Kieler Forde) her iki yakasında toprakları olan bir liman kentidir. Kiel eski kentini gezebilir, Kiel akvaryumunu ziyaret edebilir ya da şehir merkezinde bulunan alışveriş merkezlerinden alışveriş yapabilirsiniz.
Yaklaşık 9,100 kişinin yaşadığı bir liman kenti olan şehirden ilk defa 1046 yılında Orkney Kontu Rognvald Brusason’ un sarayı “Orkneyinga saga” olarak bilinen Orkney Kontlar Tarihi kitabında bahsedilmiştir. İskocya Kralı III. James 1486 yılında Kirkwall’ı Kraliyet Kalesi olarak adlandırmıştır. Kirkwall’ın gokdeleni olarak bilinen St Magnus Katedrali, Kirkwall Belediye sarayı, Orkney Muzesi gormeniz gereken yerlerdendir. 1620 yılında Başpiskopos George Graham tarafından inşa edilmiş ve bugun Unesco Dunya Kultur Mirası Listesinde bulunan Skaill House’ u ziyaret edebilirsiniz.
Litvanya’nın guneyinde Kuronya Lagunu’nun ağzında, Baltık Denizi kıyısında bulunan bir şehirdir. Litvanya’nın tek limanıdır. Şehirden Almanya ve İsvec’e feribot seferleri vardır. 2008 yılı itibarı ile şehrin nufusu 238,000’dir. Şehrin adı tarihsel kaynaklarda ilk olarak 1252 yılında gecmektedir; fakat şehire hakları 1254 yılında tanınmıştır. Klaipeda Eski kenti sokaklarında yuruyuş, yaparak guzel zaman gecirebilir, Saat Muzesini ziyaret edebilir, Litvanya Deniz Muzesinde zaman gecirebilir ya da Kursiu Nerija Ulusal Parkında yuruyuşler yapabilrsiniz.
Danimarka’ nın Başkenti olan ve yaklaşık 1.210.000 nufusa sahip Kopanhag Danca’da “ticaret limanı” veya “tuccar limanı” anlamındadır. Kopenhag Şehir Salonu, Kopenhag Opera Binası, Danimarka Kraliyet Tiyatrosu, Gefion Ceşmesi, Kraliyet Ailesinin yaşadığı Amalienborg Kraliyet Sarayı, Rosenborg Kalesi, eski şehir olarak bilinen Citadel bolgesi, Christiansborg Sarayı, Frederik Kilisesi, Tivoli Bahcesi ve bu bahce icerisindeki en eski yapıl olan 1874 tarihli Pantomim Tiyatrosu, Holmen Adası uzerinde bulunan ve inşası 2004 yılında bitirilen 500 milyon dolarlık maliyetiyle dunyanın en pahalı opera salonlarında biri olan Kopanhag Opera Salonu, 1999 yılında tamamlanan ve toplamda yaklaşık 21 donum uzerine kurulan, icerisinde konser salonları, kafeler, kitapcıların da bulunduğu Black Diamond olarak adlandırılan kutuphane Kopenhag’da gormeniz gereken yerlerdir.
Leknes, Norvec’ in Nordland Eyalatinde 2,37 km2 lik bir yerleşim yeridir. Bu sınırlar icerisnde yaklaşık 3.000 kişi yaşamaktadır. Leknes ayrıca, yaklaşık 10,000 kişinin yaşadığı Vestvagoy Bolgesinin de yonetim merkezidir. Leknes Cruise Limanı, Norvec’in en cok ziyaret edilen limanlarından biridir. 4 km guneybatısında bulunan Gravdal Kasabası ile “ikiz kasabalar” olarak bilinen Leknes, Vikingler tarafından uzun zaman kullanılan bir şehir olarak da biliniyor. Borg Kasabasına giderek Lofotr Viking Muzesini gezebilir, Leknes’in yakınlarında bulunan balık kurutma ciftliklerini ziyaret edebilirsiniz.
Molde Kasabası, kuzey kutup dairesine yakın olmasına rağmen Atlantik Gulf Stream sıcak su akıntılarından dolayı ılıman bir iklime sahiptir. Şehir; 1916 yangınından sonra ve 2. Dunya Şavaşında aldığı ağır bombarbardımandan sonra yok olduğu icin iki defa yeniden inşa edilmiştir. Bu guzel kasabada yuruyuş yaparak guzel zaman gecirebilir, şu an bir gul bahcesi olarak kullanılan eski şehir duvarlarını gorebilirsiniz. Aynı zamanda Varden noktasından Trol Duvarları olarak bilinen yerde guzel fotograflar cekebilirsiniz, geleneksel yaşamı anlatmak icin hazıranmış acık hava etnoğrafya muzesini gezebilirsiniz.
Olden, Norvec’ in Styrn komunune bağlı, yaklaşık 350 kişinin yaşadığı bir kasabadır. Olden’de onlarca akarsu ve gol gorebilirsiniz. Bu akarsuların bazılarında rafting yapmak mumkun ancak dikkat edilmesi gereklidir. Bu bolgeden, Jostedals ve Briksdal buzullarına giden vadiler başlamaktadır.
Norvec’in başkenti ve en buyuk şehri olan Oslo aynı zamanda şehrin bulunduğu eyaletin adıdır. Kopenhag ve Stockholm’ un ardından İskandinavya’nın dorduncu buyuk şehridir. Dunyanın en pahalı şehirleri arasındadır. Oslo, ilk kral olan V. Hakon’ in hanedanlığı itibariyle başkent olarak kabul edilmiştir. V. Hakon bu donemde, gunumuzde Oslo limanında yer alan unlu Akershus Kalesi’nin yapımını başlatmıştır. Şehir gezinize Akershus Şatosu ve Kalesi ile başlayabilir, sonrasında Kraliyet Sarayı, Oslo Belediye Binası, Nobel Barış Merkezi, Oscaborg Kalsesi, Norvec Direniş Muzesi, Norvec Halk Muzesi, Ulusal Galeri, Viking Gemi Muzesi, Vingeland Parkını ve Muzesini ziyaret edebilirsiniz.
Reykjavik limanına indiğinizde muhteşem güzellikte metal bir heykel olan Sólfar’ı görebilirsiniz. Ardından tarihi şehir merkezine inebilir ilk çağ İzlanda evlerini görebilirsiniz. Ayrıca Reykjavik’in mimari açıdan en önemli yapılarından biri olan Hallgrímur Kilisesi mutlaka görülmeye değerdir. 2004 yılından bu yana UNESCO dünya mirası listesinde bulunan Þingvellir Ulusal Parkı’nı, Þingvallavatn’ın kuzeyindeki en büyük İzlanda gölünü ve Öxaráfoss şelalesini yine bu limanda görebilirsiniz. Eğer şelaleleri seviyorsanız Gullfoss’u da mutlaka ziyaret etmelisiniz. Ayrıca bu bölgede Strokkur gayzerini görmeniz mümkündür. Buradan Geysir’e, gayzer kavramına adını veren dünyanın en eski gayzerine geçiş yapabilirsiniz.
Letonya’nın başkenti olan Riga, Baltık Denizi’ne şehrin ortasından gecen Daugava Nehri ile acılır.Riga, Baltık devletleri icinde en buyuk şehir olmasının yanı sıra, onemli bir kultur, politika, eğitim, finans, ticaret ve endustri merkezidir. Şehrin tarihsel merkezi “Vecrīga” UNESCO Kultur Mirası’na kabul edilmiş olup mimari olarak sadece Viyana, St. Petersburg ve Barcelona ile karşılaştırılabilecek guzellikteki Art Nouveau (Jugendstil) yapıları ile unludur. Şehirde gormeniz gereken yerlerin başında; evlenmemiş Alman tuccarlar tarafından yaptırılmış ve bugun Riga’ nın sembolu olan House of the Blackheads Binası, Riga Kalesi, 4.1 milyon kitap ve dokumana sahip Ulusal Kutuphane, Ulusal Sanat Muzesi, Ulusal Tiyatrosu, Ulusal Opera Binası, St. Peter Kilisesi, Ozgurluk Anıtı, Savaş Muzesi, Riga Porselen Muzesi, St. Alexander Nevsky Kilisesi, film/ucak/tren Muzeleri vardır.
İngiltere’nin guneşli Guney Sahilinde ve Londra’ya yalnızca 1 saatlik mesafede bulunur. Uzun bir denizcilik gecmişine sahip bir şehirdir. Şehri sarmakta olan Orta Cağ’dan kalma ic surlar bulunmaktadır. Avrupa sanat tarihini gozler onune seren Southampton Sanat Galerisi, denizciliğe ilgisi olanlar icin Maritime Muzesi, yeşil alan sevenler icin Queens Parkı ve Central Park, doğal besinleri sevenler icin Hampshire Ciftci Pazarı, yeni yerler keşfetmek isteyenler icin tarihi New Forest, gece hayatını sevenler icin West Quay Road bulunur. Ayrıca Londra’ya gidilmesi mumkundur. Londra, İngiltere’nin başkentidir. 0 meridyeninin gectiği Greenwich kasabası Londra yakınlarındadır. Londra dunyanın en onemli iş ve finans merkezlerinden biridir. Yaklaşık 8 milyonluk nufusuyla AB’nin 2. kalabalık kentidir. Bağlı yerleşim birimleri ile birlikte (Greater London) nufusu 12-15 milyondur. AB ulkesi olmasına rağmen Schengen ulkesi değildir.
Car 1. Petro tarafından 16 Mayıs 1703’te Rus Carlığının Avrupaya acılan kapısı olması amacıyla kurulan şehir, 200 yıl Rus Carlığının başkentliğini yapmıştır. Rusya’nın ikinci en buyuk şehri olan St. Petersburg, ulke kulturunun kalbinin attığı yerdir. Rus mimarisinin buyuk orneklerinden biri olan Damlayan /Dokulen Kan Kilisesini Ziyaret ederek başlayabilir, sonrasında dunyaca unlu Hermitage Muzesi , Mariinsky Sarayı, Car Buyuk Petro I Anıtını ziyaret edebilirsiniz. Nehri deltasına yayılan St. Petersburg, tekrar tekrar gelen cok sayıda ziyaretci icin yeterince sanat, gece hayatı, guzel akşam yemeği ve kultur merkezi sunmaktadır.
Stavanger, Norvec’in 4. buyuk şehridir. Norvec’in petrol merkezi olarak bilinir. Sahip olduğu liman bolgedeki en onemli limanlardandır. Limanın yakınında tarihi bir konserveleme muzesi bulunmaktadır. Bu muze, eskiden dunyanın her koşesine sardalya konservesi ureten bir fabrika olmasından dolayı onem taşır. Ayrıca Stavanger’de NATO’ya ait bir Muşterek Harp Merkezi bulunmaktadır. Lysefjord’ta tekne turu ile Pulpit Kayasını gorebilirsiniz, Gloppedal Suren Vadisine gidip bazıları bir evden daha buyuk boyutlara sahip binlerce kayayı gorebilirsiniz.
İsvec’in başkenti ve en buyuk şehridir. Stockholm 810,120’lik kent nufusu, 1,3 milyonluk cevre nufusu ve toplamda 2 milyonluk nufusu ile İsvec’in en buyuk kentidir. Stokholm tarihi kentini gezmeye tarihi ahşap ve renkli evlerden başlayabilirsiniz. Ardından Stokholm Sarayı, Stokholm Belediye Binası ve Meydanı, Kraliyet Drama Tiyatrosu, 86 m uzunluğundaki Sodertorn kulesi, Kungstradgarden Parkı, İsvec Ulusal Muzesi, İskandinav Muzesi ve Stokholm Opera Salonu gorulmeye değer yerlerdendir.
Tallinn, Estonya’nın başkenti ve ana liman kentidir. Baltık Denizi kıyısında, Finlandiya’nın başkenti Helsinki’nin 80 kilometre guneyinde yer alır. St. Catherina Sokaklarından dolaştıktan sonra, Meryem Ana Katedralini, 1894 - 1900 tarihlerinde yapılmış olan Alexander Nevsky Kilisesini, Rus Carı Deli Pedro tarafından, I. Katerina icin yaptırılan Kadriorg Sarayını ve Pirita Manastırının kalıntılarını gorebilirsiniz. Sonrasında tarihi şehrin guzel meydanlarından birinde bir cafe ya da restorana oturup şehrin yaşantışını daha iyi hissedebilirsiniz. Estonyalıların gururla bahsettiği eston ekmeğini tadabilir ve dilerseniz yuzde 40 alkol oranına sahip olan yerel ickileri olan Vaka’yı tadabilirsiniz.
Tromso, Norvec’te Troms eyaletinin icinde yer alan kuzey sami şehridir. Tromso Universitesi, bira fabrikası, Botanik Parkı’ na ev sahipliği eder. Tromso Koprusu ve Tromso’nun anakarası dort şeritli bir tunelle bağlanmıştır ve şehrin batı tarafında Sandnessund Koprusu Tromsoya adasıyla Kvaloya adasını bağlar. Samilere ait kalıntıları ve bazı arkeolojik buluntuları gormek icin Tromso muzesini ziyaret edebilirsiniz. Sonrasında Arctic Katedrali gezebilir. ve Sidney Opera Salonu’na benzeyen Norvec Opera Salonunu gorebilirsiniz. Şehrin hemen dışında bulunan Prestvannet Golune gidebilir, buradan teleferiğe binip deniz seviyesinden yaklaşık 420 m yukseklliğe sahip Storsteinen Dağından Tromso manzarasını izleyebilir ve fotoğraf cekebilirsiniz.
Trondheim, Norvec’in ortasında yer alan Viking Krallığının Şehri olarak anılan bir liman şehri olup M.S. 997’de kurulmuştur. 200 yıl Norvec’e başkentlik yapmıştır. Kutsallığına inandıkları kralları olan 2. Haraldsson adına her yıl 29 Temmuz’u icine alan hafta St. Olav festivali duzenlenir. Festivalde Viking kulturu anılır, sembolik olarak mızrak dovuşu turnuvaları yapılır. Eski adı Trondhjem olan kentin adının anlamı “Trond’un Evi” dir. Ayrıca Rosenborg BK takımının da ev sahibidir. Trondheim’da yaklaşık 163 bin kişi yaşamaktadır. Şehri Grakallen Line tramvayı ile gezebilirsiniz. Burada birbirinden guzel rengarek ahşap evler ve Nidaros Katedrali gorulmeye değerdir. Ayrıca Sverresborg Trondelag acık hava etnografya muzesini ziyaret edebilir ve şehrin kuşbakışı manzarasını seyretmek ya da fotoğraflamak icin Sverresli noktasına cıkabilirsiniz.
İsvec’in Gotland adasında yer alan Visby Gotland adasındaki tek İsvec kenti olup, Ortacağ’dan kalma yapıları ile UNESCO Dunya Miras Listesi’nde yer almaktadır. Bu tarihi kalıntılardan en onemlisi, Ringmuren adı verilen surlar olup, kenti ve eski kilise kalıntılarını cevrelemektedir. Visby Katedrali, Saint Nicolaus Kilisesi, Barut Kulesi, Balıkcılar Sokağı, Kuzey Surları gormeniz gereken yerler arasındadır. Her yıl temmuz ayının ilk haftasında kentteki Almedalen parkında Almedalen Haftası duzenlenir. Hafta kapsamında siyasi seminerler ve konuşmalar duzenlenir. Ağustos ayında ise turistik ziyaretler zirve noktasına erişir. Ağustosa denk gelen yılın 32. haftasında Ortacağ Haftası kutlanır. Hafta kapsamında coğunlukla turistler Ortacağ kıyafetleri giyerler. Uygulamanın başladığı 1984 yılından beri bu hafta duzenli olarak kutlanmaktadır.
Warnemunde şehri 5.57 km2 lik, 8500 kişinin yaşadığı bir şehirdir. Şehirde Warnemunde Kilisesi, eskiden balıkcıların kullandığı Alexandrinenstrase uzerindeki renkli evler, Teepot olarak adlandırılan kucuk bir alışveriş merkezi ve Warnemunde Feneri bulunmaktadır. Almanya’ nın en buyuk şehri ve başkenti olan Berlin ve Mecklenburg-Vorpommern eyaletinin Baltık Denizi uzerinde bulunan sahillerinin hemen hemen ortasında konumlanan Rostock, Warnemunde’ye yakın en oneml şehirlerdir. II. Dunya Savaşı oncesinde 4,3 milyon kişinin yaşadığı Berlin’ de 2008 itibarıyla 3,5 milyon kişi yaşamaktadır. Berlin, Kuzey Almanya’da, Spree ve Havel nehirlerinin arasındaki kumluk bolgede kurulmuştur. Şehrin Brandenburg’a acılan yonunde Brabdenburger Tor, Charlottenborg Sarayı, Reichstag olarak bilinen Federal Almanya Meclisi, kırmızı taşlardan yapılmış ve Berlin Belediye Başkanlığının bulunduğu Rotes Rathaus, Postdam Meydanı, Berlin TV Kulesi, Yahudi Muzesi, Savaş Muzesi, II. Dunya Savaşı doneminde doğu ve batı olarak Berlin’ i ikiye ayıran ve 1989 da yıkılan Berlin Duvarı’ nın kalıntıları, Muzeler Adası ve Bergama Muzesi, Madame Tussauds Balmumu Muzesi gormeniz gereken yerlerdir.
Zeebrugge, Belcika’ nın Brugge kentinin limanıdır. Bu limanda Orta Cağ kenti Ghent’ e ya da Başkent Bruksel’ e gidebilirsiniz. Ya da guzeller guzeli Brugge kentini adım adım gezebilirsiniz. Brugge, 2. Dunya savaşı sırasında bombalanmadığı icin Ortacağ dokusunu hala hissedebilrsiniz. XII. yuzyıl malikanelerinin arasından dolaşan pırıl pırıl kanalları ve cicek pazarlarıyla gercek bir aşıklar kentidir. Kentte Dijver Kanalı manzara acısından oldukca guzeldir. Bizim Leydimiz Kilisesi, Provinciaal Hof, Dweersstraat caddesi kent ziyaretcilerini tum sene boyunca ağırlayan yerlerdir.